1974 yılında üç Türk Yüksek Denizcilik Okulu öğrencisi yelken seyri ile Libya’ya gitti.
“Kimse sormadan hemen açıklayalım, dünyanın pek çok ülkesini kıskandıracak bir konumdaki kıyılara sahipken, bütün bunlara sırtını dönen bir ülkenin Genç Turgut’ları olarak, bizi denizciliğe özendiren büyük denizci Turgut Reis’e şükranlarımızı sunmak gerektiğini düşündük.”
İşte bu amaçla Ömer Salcı, Tuncay Saral ve Hüseyin Kolluoğlu daha bıyıkları yeni terlemiş üç genç iken büyük bir yolculuk yapmışlar. Parasızlık ve yeterli desteğin olmaması onları yıldırmamış, kıra sara yola hazırlanmışlar. Sonunda 6,5 metre boyunda, 1.8 metre eninde, 65 cm su kesiminde yelkenli ve iki çift kürekli bir tekne ve okuldan ödünç aldıkları eski bir içten takmalı motor, 100 litrelik su tankı ile yelken basmışlar.
İstanbul’dan son Türk noktası Knidos Burnuna kadar uğradıkları her adada, koyda halkın, balıkçıların, bahriyelilerin sevgi ve yardımlarıyla kucaklanmışlar. Ardından fırtınalı, zorlu ve ölüm tehlikesi atlattıkları bir Akdeniz rotasıyla Libya’ya varmışlar. Sahilde onları çeviren askerlerin silahları Türk bayrağını ve Kaddafi’ye getirdikleri mektubu görünce inmiş. Bir misafir gibi Turgut Reis’in mezarına kadar Libyalılar onlara eşlik etmiş.
“Başarmıştık! Aklıma ilk gelen şey, Bodrum’dan yola çıkmadan önce son hazırlıkları yaparken Türkiye’nin en gözde yatlarından Zorba’nın sahibi Samim Arduman, yaptığımız işin çılgınlık olduğunu, bunu asla başaramayacağımızı ve buna benzer pek çok kelam edip bize moral vermişti! O zaman aldığımız aile terbiyesi ve okulumuzda kazandığımız denizcilik tecrübesi bu deniz adamına cevap vermeme mani olmuştu. Yıllar sonra da olsa bu satırların kendisine en güzel yanıt olduğunu biliyorum. Bu arada kendisine çok teşekkür ederim. Zira o akşam söyledikleri bizi son derece motive etmişti.”
Kaynak: Kaptan Ömer Salcı/ Y. Deniz Mecmuası, Eylül 2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder