Alexandre Dumas’ın büyük eseri Monte Kristo Kontu’nu Teodor Kasap 1871 yılında çevirmeye başlamış. Ancak kısa süre sonra bu işin altından tek başına kalkamayacağını fark ederek arkadaşlarından yardım istemiş. Çeviriye Ahmed Midhat’ın da içinde olduğu otuza yakın kalem katılmış. İşin tamamlanması üç yıl sürmüş ama hangi bölümü hangi yazarın çevirdiği meçhul. Roman çok tutuluyor. Bunun üzerine Ahmed Midhat bu romanı örnek alarak benzeri bir macera romanını Türk edebiyatına kazandırmak ister.
Denizci Hasan romanı 1874’de basılır. Ahmed Midhat’ın ilk romanıdır. Deniz edebiyatımızın da ilk romanı sayılır herhalde. Monte Kristo Kontu gibi fasikül fasikül yayımlanır. Denizci Hasan da çok sevilir ve tutulur. Bunun üzerine 2. cildini de yazar. Ancak bu bir taklit roman değildir. Konusu ve anlatımı özgündür. Teknik olarak Monte Kristo Kontu’ndan ilham almıştır. Denizci Hasan, Fransız Restorasyon Devrinde ve Mısır Memlüklüler zamanında İstanbul, Fas, Fransa, Malta, Mısır ve Lübnan’da geçer.
Denizci Hasan’da şöyle bir cümle var:
“Su kesimine kadar olan yeri kırmızıya boyanmış, üst tarafı açık mavi ve yalnız etrafında bir siyah zıh var.” s.28
Zıh sözcüğü için bir dipnot düşülmüş: “Geminin teknesine boydan boya çekilmiş, tahta veya madenden yapılmış pervaz.”
Zıh sözcüğünün sözlük anlamı ise şu:
Kelime Kökeni : Farsça
[isim] Giysilerin kol, yaka, etek vb. kenarlarına dikilen şerit veya kaytan
"Pantolon zıhı."
Marangoz işlerinde ince kenar pervazı.
Sayfa çevresine çekilen çizgi.
Sanırım Ahmed Midhat, teknelerin bordasına boydan çekilen ve kaplamayı çarpma ve vurmalara karşı koruyan yuvarlak çıkıntıyı kastediyor zıh derken. Ama denizcilik terimlerinde o elamanın adı borda kuşağı ya da yumru. Bence bunu bilmediği için ahşap işleme terimlerinden en uygununu bulmuş.
Resimde 4 numara.
Ahmet Büke
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder