28 Eylül 2020 Pazartesi

Osmanlı Donanmasında Kadırgalar, Mehmet Taş (yayınlanmış makale)

Kadırgalar oldukça uzun ve dar, kısmen su seviyesinde denecek kadar alçak ve hareketleri hızlı gemilerdi. Limanlara giriş ve çıkışta ve düşman gemisine saldırı esnasında, kürekle denize açıldıktan sonra ve hava rüzgârlı iken yelkenle hareket ederdi. 

Bir Osmanlı kadırgasının iki bodoslaması arası 17.yüzyılın ortalarına kadar 41,5 metre iken bu dönemden itibaren ise 42,5 metre olarak belirlenmişti. Bir kadırga ne kadar uzun olursa o derece iyi görünüyordu. Kadırganın en sağlam yeri pruva denen baş kısımlarıydı. Pruvanın iki yanındaki sivri çıkıntıları yani mahmuzları kadırga hücuma geçtiğinde düşman gemisinin bordasını parçalamaya yarıyordu. Osmanlı kadırgaları emsali olan Venedik ve İspanyol gemilerine göre daha sadeydi. Osmanlıların hayat anlayışına uygun olarak kaptan köşkü ve diğer kamaraları gayet basit ve gösterişten uzak olduğu gibi gereksiz eşyalarla dolu değildi. Bununla beraber bütün gemilerde olduğu gibi Osmanlı kadırgalarında da taş ve çakıldan oluşan bir miktar safra bulunurdu.

Kadırgalar uzunlukları fazla olduğu için iyi havada hızlı hareket edip güverteleri su seviyesine yakın olduğu için sert havalarda limana sığınıp direklerini yatırırlar, böylece uzaktan fark edilmeleri zor olduğu için saldırdıkları yer düşman sahili ise yakıp tahrip ederek hızla geri dönebilirlerdi. Bir kadırganın iki sabit ve kısa direği vardı. Bunlara uzun bir seren takılırdı. Havasına göre 8,00-14,00 ziraa (6,06 metre-10,60 metre) genişliğinde üç köşeli bir yelken açılırdı. Ön direkte trinkete denilen dört köşeli bir yelken daha bulunurdu. Kalyonlardan farklı olarak genişlikleri kısa olduğu için sert havalarda yelken kullanmaz kürekle yol alırdı. Rüzgârlı sert havalarda kürek kullanmaz da yelken de ısrar ederlerse genişlik ve uzunlukları tezat teşkil ettiğinden ortadan kırılarak batma tehlikesi yaşarlardı.

Bir kadırgada 25 oturak, her oturağın iki tarafında birer kürekten toplam 49 kürek bulunurdu. Kürekler güverte hizasını aşan kürek küpeştelerine takılıyordu. Her küreği de duruma göre 4 ya da 5 kişi çekiyordu. Bir küreği 4 kişinin çekmesi halinde 196 kürekçi, 5 kişinin çekmesi halinde 245 kürekçiye ihtiyaç oluyordu. Kürekçiler esas itibarıyla ocaklık olarak veya ücret karşılığında halktan temin edildiği gibi esirler ve kürek cezasına çarptırılmış suçlulardan da sağlanıyordu. 

Kürekçilerin oturdukları oturaklar meşin ile kaplıydı. İsmail Hakkı Uzunçarşılı’ya göre baştarde olarak isimlendirilen ancak ondan hacim olarak daha büyük olduğu halde kadırga sınıfına dâhil edilen gemilerde hem personel sayısı fazla hem de oturak sayısı 26-30 arasında değişiyordu. Kaptan Paşa tarafından kullanılan baştardesinin boyu 52-55 metre kadar olup kürekçi sayısı 500 idi. Baştardede kürekçiden başka 216 savaşçı ve topçu personel bulunuyordu. Osmanlı kadırgaları bilhassa 17.yüzyılda pek hafif ve süratli olup yetenekli kürekçileriyle hızlı manevralar yaparlardı. Ortalama bir kadırgada 100 savaşçı personel ile 3 top bulunuyordu.5

Kâtip Çelebi, Tuhfetü'l-Kibar Fi Esfari'l-Bihar isimli eserinde kadırga halkını anlatırken onların 1 reis 20 halatçı,2 dümenci,1 yelkenci 2 kalafatçı,2 kürek yapıcısı,2 marangoz,196 kürekçi ve 100 savaşçı olmak üzere toplam 330 kişiden oluştuğunu söyler. Bu kadırganın ortalama bir kadırga olduğunu varsayarsak daha büyük ya da daha küçük kadırgalarda bu sayının ufak farklarla değişebileceğini varsaymak yanlış olmayacaktır.

Bir kadırgada savaşçı olarak tımarlı sipahiler yanında Yeniçeri, cebeci ve topçular yer alıyordu.17.yüzyıldan itibaren ise kadırgalar leventler katılmaya başlamıştır. Savaşçılar kadırganın iki küreği arasında manga denilen boşlukta duruyor ve her mangada ikisi tüfekli biri oklu olmak üzere üç asker bulunuyordu. Yine Kâtip Çelebi’ye göre 17.yüzyılda her kadırgada 100 savaşçı ile birlikte 196 kürekçi,20 halatçı,2 marangoz ve bütün mürettebatın üstünde bir reis olmak üzere 328 kişi mevcuttu. 

Kadırga reisinin harita ve pusula kullanmasını bilen tecrübeli biri olması gerekiyordu.Top olarak ise 15.yüzyıl sonlarında bir büyük top ile 4 darbzen ve 8 prangı topu bulunmaktaydı. Daha sonraki devirlerde ise birisi başta, ikisi yanda olmak üzere 3 top vardı.

17.yüzyılın başlarında bir kadırganın maliyeti inşaat için lüzumlu kereste, çivi, zift, katran, üstübü gibi malzeme masrafları yanında marangoz, bıçkıcı demirci gibi usta ücretleri ile birlikte 236.500 akçeye ulaşıyordu.

OSMANLI DONANMASINDA KADIRGALAR, Mehmet TAŞ, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tarih Ana Bilim Dalı

https://www.academia.edu/37972106/OSMANLI_DONANMASINDA_KADIRGALAR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Denizcilik Terimleri ve Denizci Dili Kaynakçası

Teknecilik Ansiklopedisi , John Vigor, çev. Doğan Çelen-Ali Gündüz, Amatör Denizcilik Federasyonu Amatör Denizci El Kitabı , Sezar Atmaca, A...